Loyd (Klas Kuruluşları) Nedir ?

klas kuruluşları dünya mühendislik endüstrilerinde en iyi şekilde organize olabilmiş denetleme mercilerinden sayılabilirler. klas kuruluşlarının tarihsel gelişimi çok ilginçtir. edward lloyd başlığından bakmaya üşenenler için tekrar anlatmak isterim. ingiltere liman kahvelerinin müdavimlerinden olan edward lloyd, zamanında mallarını deniz aşırı ülkelere göndermek için gemilere yükleyen tüccarların ekseriyetle bu gemilerin sağlamlığı ve güvenilirliği konusunda şüpheye düştüklerini gözlemlemiş. çok esnaf yaradılışlı bir kimse olan edward'ın aklına limanlara gelip giden gemilere tüccarlar adına denetimde bulunmak gelmiş. işi ilerleten edward, bir süre sonra kendi çapında bir otorite haline gelmiş ve tüccarlar mallarını edward'ın onayından geçmiş gemilere vermeyi tercih etmeye başlamış, diğer gemilerse mecburen edward'ın ellerine düşmüşler. iş büyümü, edward soyadını verdiği ünlü ingiliz lloyd şirketini kurmuş, paraya para dememeye başlamış.

günümüzde loydların (haydi klas kuruluşları diyelim) mantığı da pek farklı değildir. öncelikle klas kuruluşları tamamen bağımsız çalışan aynı zamanda belli oranda ticari işletmelerdir. devletle tek ilişkileri kimi zaman devletlerin liman otoritelerinin bazı yetkilerini kendileri beceremedikleri için anlaştıkları bir klas kuruluşuna devretmesi şeklinde olur.

haydi milyon dolarlarımız var ve bir gemi yaptırıyoruz diyelim. gemiler binlerce ayrıntıdan ibaret devasa yapılar oldukları için ve inşaatları oldukça uzun sürdüğü için gemimizi inşa eden tersaneye güvenimiz hiçbir zaman tam olmamalıdır. tersanelerin birçoğu çakal, işçilerin birçoğu 5 santimetre kaynağı kısa yapmayı kendilerine kar gören kimseler oldukları için gemi sahibinin bir şekilde yaptırdığı gemiye güvenmesi gerekir. bu aşamada klas kuruluşlarının birinci görevi, yani gemi sahibinin yerine tersaneyi denetleme görevi başlar. geminin ilk sacının kesilmesinden denize inişine kadar hemen hemen tüm aşamalar klas kuruluşunun kendi sistematiğine göre belirlediği denetim aşamalarından geçer. tüm gemi planlarının loyd onayı alması, fiziksel üretim aşamalarının istatistiksel temellere dayanarak olabildiğince sağlıklı şekilde denetlenmesi klas kuruluşları tarafından yürütülen faaliyetlerdir.

klas kuruluşunun ikinci bir görevi, gemiye yükünü verecek mal sahiplerine gemi sahibi adına garanti vermektir. üretim aşamasından sonra geminin yaşam süresince de o klas kuruluşunun klas işaretini taşıyabilmesi için periyodik denetimlerden geçmesi gerekir. mal sahibi teknik bir merci olmadığı için, malını sürekli belki bildiği belki bilmediği gemilere emanet ederken geminin teknik yeterliliği konusunda tam bir denetim sağlayamayacağı için klas kuruluşunun gemi üstünde yaptığı denetimlere güven duyar. uluslararası sularda çalışan bir geminin saygın bir klas kuruluşundan onaylı olmaması, ticari başarısı açısından büyük bir eksiklik demektir. bu sebepten gemiler saygın klas kuruluşlarının denetiminde inşa edilirler.

klas kuruluşlarının üçüncü görevi geminin seyahat ettiği limanlara karşı gemiyi garanti etmektir. bugün avrupa ülkeleri kendi klas kuruluşlarının oluşturduğu birliğe dahil olmayan klaslardan işaretli gemileri limanlarına sokmamaktadırlar. bu tür ülkelere seyahat edecek gemilerin bu belirtilen klas kuruluşlarının garantisinde inşa edilmiş olmaları zorunlu gibi bir şeydir.

görüldüğü gibi klas kuruluşlarının hizmetleri her ne kadar mecburi değil gibi gözükse de dünya denizciliğinin mevcut sistematiği içinde klassız bir geminin bulunması pek olanak dahilinde değildir. bununla beraber askeri gemiler, klas kuruluşlarına tabi olmayan gemilerdir.

avrupa ülkelerinin yukarıda bahsettiğim tutumları belli başlı avrupa klas kuruluşları, japon ve amerikan loydları dışındaki kuruluşların rağbetinin düşmesine sebep olmuştur. örneğin 1960'lı yıllarda kurulan türk loydu yalnızca kabotaj sularında hizmet vermekte olan gemiler üzerinde bir işe yaramakta, türkiye'de üretilen veya türk bandıralı taşıyan gemiler ya biri türk loydu'na ait olmak üzere çifte klas işareti taşımakta ya da türk loydu'yla hiçbir ilgileri bulunmamaktadır.

klas kuruluşları yayınladıkları ciltler dolusu kural kitaplarıyla kendilerinden klas işareti alacak gemilerin ne türlü standartlara uymaları gerektiğini belirlerler. bu kitaplar içinde geminin yüzer tekne yapısından makina donanımına, elektrik sistemlerinden tuvalet alanlarına kadar sayısız şey standartlara bağlanmıştır.

eğer konuya sadece tekne yapısıyla ilgili kurallar açısından bakarsak, bu kurallarda verilen yapı elemanlarının kalınlıkları, mukavemet momentleri gibi değerler çıkaran çok karmaşık ve nereden geldiği belli olmayan formüllerin aslında genel gemi mukavemeti kurallarının uygulamaları sonucu ortaya çıktığı görülür. teoride bu formüllere bağlı kalınmaksızın mukavemet analizi yardımıyla boyutlandırma yapmak ve bunların loyd kaidelerine uyduğunu hayretle tecrübe etmek mümkündür. 

yine konuya yapısal olarak bakarsak, her ne kadar kural kitapları var olsa da kimi zaman yapılan orijinal tasarımlar bu kuralların kalıpları dışına çıkarlar. bu durumda klas kuruluşları sonlu elemanlar yöntemi olsun, klasik yöntemler olsun çeşitli bilimsel doğruluğu ispatlanmış yöntemlerle yapılan hesapları kontrol edip klas işareti almak için bunların yeterli olduğuna hükmedebilirler.

kural kitapları, klas kuruluşuna bağlı gemiler kaza yaptıkça, sorunlar çıkardıkça periyodik olarak değişir, güzelleşir. kimi zaman mevcut gemilerin bu değişen kurallara uydurulması gibi fantastik isteklerde bulunulur.
Proje Grup

Kavaklıdere Cd. No: 8/4
Ümraniye / İstanbul
info@JestBilgisayar.com
+90 216 412 00 00
Copyright © 2013 Proje Group